22 Nisan 2010 Perşembe

GOODBYE BLUE SKY..

socialization of merve mergen as an indicator of change in modern discourse..

herkese sevgiler..

esen kalin..

nicelikli olun..

dondugumde her sey degismis olacak...

ama en cok ben degismis olacagim!

stabil hayatlardan mutlu olan herkese gecmisler olsun! en basta degerli hocam Faruk Birtek!

"beni benimle birak giderken
baska bir sey istemem ayrilirken" sarkisi benden size hediye olsun..

bencillik pacalarimdan akarken herkes gitse ve perdeler bir anda kapansa, bir daha tekrar etmem belki? orada birakirim her seyimi! yeni baslangic kafalari!

ego? superego? id?

it gibi icmek, camis gibi susamak...

yeter artik! kafam kaldirmiyor...

16 Nisan 2010 Cuma

VERY SLOW DECAY..

"Response Paper" yazmadan once akademik kaygilar ve hayata dair sacmalamaya karar vermis bulunmaktayim! Oncelikle, akademi beni bagrina basmiyor nicedir.. Ne bileyim Vangelis artik bana o kadar da yakin hissetmiyor. Sevgi dolu gobegini gormeyeli uzun zaman oldu. Ozledim kendisini. Verdigi odeve gelince: olmadi! Elimden geleni yaptim. Elimden geleni yaparken insanlari da yeterince curuttum! Buna ayrica uzuldum. Sonuc olarak yapamadim. "Epic fail" tadinda hayatima devam etmelerdeyim! Bunu anlatan bir makale yazmam istenirse onu da yapamam. Cunku dusunme kisminda sorun yasamiyorum. Aktarimda son derece basarisizim. Kafamda binlerce sey ucusuyor mutemadiyen ve ben iclerinden bir tanesini secip de derinlemesine irdeleyemiyorum. Irili ufakli harflerin essiz dansina mudahil olamiyorum, duhul edemiyorum, anlayamiyorum.. Cok utaniyorum bu genc kiz triplerimden! x sahisi sevmiyorum, bunu basaramiyorum, giderek sismanliyorum, sag dudak ucumda bezelye kadar sivilcem var, bira icmeyi severim, insanlari garip hareketlerimle etkilerim, cimenlerde top oynar, sigara icerim, derslere gitmem, bahar gelmis, cigkofte hupletirim arada, insanlar beni yeterince mutlu etmez, gece disari cikarim ama hic eglenmem, nedeni vardir, ortam havasizdir, iceride sigara icilmiyordur, uzun suredir gormedigim bir arkadasim beni ziyarete gelir, keyfim olmadigi icin ona kotu davranirim vs.. Bunlar genclik baslangici donemlere ait dusunceler ve ben hepsini icimde hissetmekteyim. Geriye dogru cokus! Bazen Munir ile okulu birakip hayata karisma espirileri yapiyoruz. "Sanatci olmak guzel olurdu ama ikimiz de akademiye gonulden bagliyiz" diyoruz.. "Hadi gel sanat yapalim, pacalarimizdan aksin!" diyoruz. Ben ona "ne guzel bas gitar caliyorsun sahnede on numara duruyorsun" diyorum. O bana bir sey demiyor ama ben kendime de yeterince gaz veriyorum ve komedili hayallere guluyoruz birlikte. Bu aksam otururken farkettim de; ikimiz de gayet ciddiyiz icten ice.. Yani Munir'i bilemedim simdi ama ben ciddi anlamda dusuncelerdeyim. komik ne? Neden bu konu hakkinda bu kadar yogun konusulup ironik gulusmeler oluyor? Ben nereye gidiyorum? Oysa ki benim facebook account'umda bile "Bogazici Universitesi Ogretim Uyesi" yaziyor. Hem de ben yazmadim! Allah yazdirmis! Cok buyuk sorumluluklar yuklediler uzerime ve ben daha Ingilizce bile bilmiyorum. Bilmeye calismiyorum. Son derece ilgisiz davraniyorum. Madem cok istiyorum neden biraz caba sarfetmiyorum?

Cok uzun suredir aglamiyorum, aglayamiyorum! Gecen gun cok yaklastim ama yine olmadi! Uzerimde agirligini hissediyorum ama kurtulmak icin de aglayamiyor insan! Hani bilincli aglama seansi sacma bir seydir cunku! Bir sey olur, alakasizdir ama bir yerden dokunur.. Saygi duyarim! Cok da basima gelir! Ama "cok sinir yukluyum" aglamak iyi gelir diye aglayamiyor insan! Daha farkli bir zaman-mekan duzlemi? saglanmali! Saglayin! Teker teker gelmeyin! Hep birlikte gelin! Beni de kurtarin, siz de kurtulun artik! Nasil kafalar bunlar?

Yarin cumartesi?
Haftanin en sevdigim gunu?
Olacaklari merak ediyorum..