6 Ekim 2010 Çarşamba

wine and heart attack

Hey! Merhaba..


Eger halusinasyon gormeye baslamadiysam az once otobuste bir adam bana asik olmus gibi yapti. Yani hayatimi filmlerden calmis gibi davranmaya yatkin bir insanim sonuc itibariyle ama bu baya baya gercekti sanirim. Olay soyle gelisti:


Ben her zamanki gibi biraz huzunlu bir ruh hali ile motordan inip "2" numarali otobuse bindim. Eski otobuslerden biri iste. En arka kisminda, insanlarin birbirine bakabilecegi bicimde yolculuk etmeleri icin tasarlanmis sacma otobuslerden biri.. Hemen kulakligimi taktim, Massive Attack kafasi. Ritmik ama her an aglatabilir. Derken su icme ihtiyaci. Cok kendi halimdeydim. Su bogazimdan gecmemekte inat edip disari cikmak isteyene kadar. Bohu bohueh, OEH BOEH. Karizmamdan odun vermeden, bogulmadan atlatilan atak sonrasinda karsimda ikamet eden ciddi giyimli ama hala genc hisseden adam ve kadinin bana bakip kulaktan kulaga konustugunu farkettim. Boyle durumlarda soz konusu dedikoducular 9 yasinda olsa bile ilk basta bozulurum hep. Yine bozuldum. Ama merve degisti. Bozulma sureci sadece 50 saniye surdu. Hemen ardindan onlara bakip gulmeye basladim. Biraz histerik, biraz icten bir sekilde. Onlar da konusmaya devam etti. Sanki sevgiliydiler. Ben guldum, onlar guldu. Boyle gitti. Bir ara adam telefonunu cikarip kadina bir seyler gosterdi. Sonra ben biraz uyuyakalmisim. Kritik bir anda gozlerimi acmak suretiyle inmem gereken durakta oldugumu farkederek acilen dugmeye bastim. Indim. Otobus ben biraz yol aldiktan sonra hareket etti. Onume bakarak yururken bir sey beni durttu ve otobuse baktim. Gayet ciddi giyimli adam ve kadin dizlerinin uzerinde cama yapismis bir sekilde bana el salladi. Sonra kadin eliyle kalp isareti yapip once adami sonra da beni gosterdi. Bir saliselik saskinliktan sonra onlara el sallayip tek basima gulmeye basladim. Kendi icinde sevilesi ciddi giyimli adam, sana cok saygi duydum. Ama sana sadece el sallayabilirim. Elimle kalp isareti falan yapmam. Kimseye yapmam boyle bir sey. Ama bana yapilinca cok hosuma gitti.




Bu aralar fazla vicdansizim. "Sade ve sadece" kendimi dusunuyorum. Gelecegi falan da dusunmuyorum. Su andaki Merve olgusu uzerine yogunlastim. Makyaj yapmayi, oje surmeyi, parfume abanmayi ihmal etmiyorum asla. Taksim'in arnavut kaldirimlarinda yalniz yururken hayatima giren tum adamlarin bir gun meydanda toplanip, benim icin "Ain't No Sunshine" soyleyip aglamasini falan hayal ediyorum. Ama hungur hungur aglasinlar. Bir gorunup kaybolayim ve kiyamet kopsun. Gozyaslari sel olsun aksin.. Biri beni yok etsin. Ya da kimse olanlardan beni sorumlu tutmasin.




Cunku, i did what i can.

Hiç yorum yok: